Vatan Haini-Kitap Yorum

Düşman mı, İnsan mı?

"Gelgelelim bir Rus'u saklamak hıyanetti.Bu demek ki onu derhal ihbar etmezse kendisi artık bir hain olacaktı. İyi de ,adamı ihbar ederse onun katili durumuma düşmeyecek miydi?"

Vatanına hıyanet ederken Anna bir insana ihanet edemedi.Çünkü savaşın anlamsızlığını kavramaya başlamıştı çoktan.Kimse kimseden üstün bir ırk değildi.Küçük kardeşi ise henüz sorgulayacak yaşta olmadığı için hararetli bir şekilde savaşmak ,kaçak olan Rus'u yakalamak istemektedir.

"Sanırım vatan için yaşamak da en az onu için ölmek kadar onurlu ve kesinlikle bir o kadar hoş bir davranıştır!

"Yaşamak" kelimesinin altını üç defa çizmişti Anna.

Gençlerin ve büyüklerin  kolaylıkla okuyacağı,  sade bir anlatımla duygu sömürüsü yapmadan ,ama içimize de dokunan güzel bir kitap.Sonunda mutlu son beklemeyin.

Continue reading →

Uçurtma Avcısı -Kitap Yorum

Kütüphane macerasına son gaz devam💫

Hani derler ya kitaplar seçer sahibini diye,kitap teslim etmeye gittiğimde kapıdan girdiğim gibi karşıdaki rafta durmuş bana bakıyordu.Bu sefer kitap almaya niyetim yoktu ama o çok okumak istediğim her yerde çok metnini duyduğum ,alışveriş listeme eklediğim   kitap  tam rafın ortasında durmuş tek başına beni al dercesine bakarken nasıl almazdım ki😊

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir iş adamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları...

Kitabın başlarında Emir'in görmezden geldiği olaydan sebep pek de iyi duygular beslemiyoruz ona karşı.Ortalarda biraz sıkıldım yalan değil,Emir'in  vicdanını ,hayatını dinlemekten  bıkmıştım.Hasan'ı merak ediyordum ben, o şimdi ne halde orada,yaşıyor mu?Yoksa Taliban'ın katlettiklerinin arasına girmiş miydi çoktan... 
Derken kitabı son sayfasına kadar gözlerimi şişiren ağlaya ağlaya heba olmuş bir şekilde bitirdim.😢

Sadece anlamlandıramadığım  bir konu vardı düşüncelerimde kalan...ta ki bu yorumu görene kadar...

Yazarın anlatım tarzı çok iyi, etkileyici, bence dört dörtlük. Duygulanmamak elde değildi, cidden, çok hoştu...elbette..ama tabii birşeyleri de düşünmeden edemedim. Vahşilik söz konusu olduğunda Taliban'a verdiği önemi keşke Sovyetler ve ABD için de gösterebilseydi yazar. Müslümanların vahşi, adi, şiddete ve kana düşkün, iğrenç insanlar olduğu şeklindeki Batı algısına çok da güzel bir destek gibi de olmuş Uçurtma Avcısı. Batı değerleriyle yaşayabilen, ana yurduna yeğenini de götürmek için elinden geleni yapan Emir herhalde belki istemeden de olsa kendi öz vatanına Hasan'a yaptığının bir benzerini yapmış oluyor. Müslümanların, talibanların vb o hallere gelmesini sadece müslüman olmalarına bağlamak ama yeni vatanının yaptıklarını son bir iki sayfada geçiştirmek bana pek de samimi gelmiyor açıkçası. Keşke Emir vatanında yaşasa ve yeni vatanının gerçek vatanına neler yaptığını anlatabilse ve ABD'ye öyle dönseydi...Rogojin(100kitap.com)

Okumayan yoktur eminim,çoğu kitap kurdunun çok methettiği kitabı ,kütüphanemiz sayesinde bende okumuş oldum.Ne mutlu içi dolu ,maddi imkansızlıkları ortadan kaldıran böyle binalar  var.🙏

Benden yetmiş beş dolar istedi;böyle bir virane için akıl almaz bir fiyattı,ama üzerinde durmadım.

İnsanları Hawaii'deki yazlık evinin masrafları için kazıklaman başka şeydi,üç çocuğun karnını doyurmak için kazıklaman, başka

Continue reading →

Böğürtlen Kışı | Sarah Jio -Kitap Yorum

1933 yılının Mayıs  ayında yağan kar yılın en şaşırtan olayı olabilir  ,fakat otelde çalışan  Vera Ray için evine gittiğinde 3 yaşındaki oğlunun yatağını boş bulmasıydı.

Seksen sene sonra tekrar yaşanan bu doğaüstü olayı Muhabir Claire haber yapacaktır.Araştırmasına devam ederken kaçırılan çocuğun haberi ilgisini çeker ve kayıp Daniel'i bulmaya karar verir.Çünkü evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilmektedir.

Claire olayı çözmeye ,saklı arşivler açığa çıkardıkça, Vera ile olan bağlantısına da yaklaştığının farkında değildir.

Sarah Jio'nun okuduğum ikinci kitabı da ilki gibi beni yine alıp götürdü.

Kendisini tanısam da "Kelebek Adası" adlı kitabını okuyarak  yazıları ile  tanıştım. 

Duygusal,gizemli,sürükleyici sonunda mutlu olsam da Vera'nın yaşadıklarının etkisindeydim kitap biterken bile😢  

Black dizisini izliyorum.Bu kitabı okuyunca aklıma oradaki replik geldi;

Eşini kaybedene dul denir.Anne Babasını kaybedene öksüz denir.

Ama bilir misin ki çocuğunu kaybeden ana babaya ne denir?

Tabiri yok...😢

Kütüphanede hep okumak istediğim kitaplarla karşılaşmak harika birşey✌İsmini çok duyduğum için çoğu kitap kurdu okumuştur diye düşünüyorum eğer varsa okumayan Tavsiye Ederim. 👍 Ben bu kadının dilini hikayelerini sevdim.Okurken duygusallığın dibine vursam da,diğer kitaplarını da okumak istiyorum.:)

Continue reading →

Eyfel Kulesi Kadar Kocaman Bir Bulutu Yutan Küçük Kız

"Bu hikaye tamamen gerçek,zira onu baştan sona ben uydurdum."

Boris Vian

"Yürek biraz da büyük bir zarf gibidir."

Tebligat Noktagil

Kütüphaneden kitap okuma macerama kaldığımız yerden devam ediyoruz.😉 Ve uçmaya hazır mıyız?

Kitabı ilk defa Kızkardeşler arasında  nın bloğunda gördüm.Bir İkea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri adlı kitabı ile tanıyan tanıyormuş ama  ben onu da bu kitabı da ilk defa duydum.

Kütüphaneye üye olduğumdan beri hep gözüme tanıdık,okumak istediğim kitaplar çarptı.Bu  kitabı da görünce hemen elimdekini bıraktım bunu aldım.Çünkü zamanında ismi ile çok ilgimi çekmişti.

İyi ki de almışım ve okumuşum.

Kızı için uçmayı öğrenen kadının maceralı fantastik türdeki serüvenini okurken ,berber amca gibi  sonunda eee uçtu mu soruları kafalarda yankılanırken.....ve sonunda ağzımızı açık bırakan ve tekrar şaşırtmayı başaran eğlenceli kitabın aslında bir o kadar da duygusal gözlerimizi yaşla dolduran tarafı var lakin bunu çok hissettirmeden acıyı mizahi dilde aktarmış.

Tebligat diyor ki keşke bulutları çeken bir süpürge olsa da Zehra'nın içindeki bulutu da çekip alsam.Sonunda  bunu süpürge ile yapamıyor belki ama o nefret ettiği bulutu çıkarmayı başarıyor.😢

Ne diyorsun;dünyayı değiştirmek mümkündü sanki.

Hem de kimsenin böyle bir niyeti yokken...

"Sonunda ilginç bir yere geldik!"diye bağırdı berber ellerini ovuşturarak."Yirmi üç bölümün sonunda... zaman iyice yavaş akmaya başlamıştı.

"Neden? Öncesinde anlattığım onca şey ilginizi çekmedi mi?"

"Çekti,çekti ama benim en merak ettiğim,bu kadının gerçekten uçup uçmadığı."

"Zehra'ya ne olduğunu bilmek istemiyor musunuz?"

"Küçük kıza mı?

"Bakıyorum da en azından takip etmişsiniz."

Berber gibi bende Tebligatın macerasını okurken Zehrayı unutuvermişim bu konuşma beni bi silkeledi kendime getirdi. 

Kitabı okuyanlar bilir siz hangi SONa inanmayı seçtiniz?

Continue reading →

Sol Ayağım | Christy Brown -Kitap Yorum

Sol Ayağım, beyin felci geçiren İrlandalı yazar, ressam ve şair Christy Brown'un 1954'te kaleme aldığı otobiyografisidir.

Okunması gereken kitaplar listesine bu kitabı da ekleyin.Eğer henüz okumadıysanız.Bakış açısını değiştiren türde kitaplardan biri.. Annenin inancına fedakarlığına ne demeli ...

Duygusallık bakımından Algernon'a Çiçekler kitabı daha çok etkilemiştir beni ama bu kitaptan da çıkarılacak ders çok...özellikle en büyük engeli kendimize biz koyarken....Çok fazla söylüyecek sözüm yok okumayanların okumasını tavsiye ederim.2. kitabıda varmış onu da okumak istiyorum.Kütüphane de olsa ne güzel olur.😊 Oraya aboneyim de ,kayıt olduğumdan beri karşıma okumak istediğim kitaplar çıktı hep o yüzden mutluyum.❤ 

He söylemeyi unuttum kitabı kütüphaneden aldım.Gördüğüm zaman bloggerlar sayesinde aklımda kalan güzel yorumlardan sebep hemen aldım.İyiki de alıp okumuşum.

Continue reading →

Kız Kardeşler Arasında | Kristin Hannah -Kitap Yorum

Kitap okumayı seviyorsanız sürekli almak bütçenizi yorabilir.Telefon imdadıma yetişiyordu o da sizlere ömür😢 Bende kütüphaneye üye olmaya karar verdim.Çook önceden üye olmuşluğum vardı sonra bıraktım.Şimdi tekrar gitmeye başladım.İkinci Kitabım da Kız Kardeşler Arasında oldu. Kitabı rafta görünce direk Kız Kardeşler Arasında bloğu aklıma geldi😊.Kitabın da methini duymuştum kimse kapmadan hemen aldım.😅

"Eğer sonunda aşk varsa tüm sorunların üstesinden gelinir."

-Lily Tomlin

Görevli kadın on beş gün okuma süresi dedi kitabı kayıt ederken.469 sayfa olunca tabi kitap😅 ben ise bir kaç güne bitirdim.💪Bende şaştım kaldım.😅Sürükleyici olunca sanırım bir an önce sonunu getirme isteği  oluştu.Okumaktan alıkoyamadım kendimi😇

İki kız kardeşin sıcacık samimi öyküsü okurken sizi alıp götürüyor.

 Aile dram ,yüzümüzü gülümseten komedisi ile baştan sona alıp götürüyor insanı, başlarda her şey normal gidiyor.Sonra ben salya sümük bitirdim resmen kitabı,mutlu sonla bitiyor korkmayın ^^

Bu arada Joe adlı başka bir kahramanında  hayatına dahil oluyoruz. onunda başına gelenler içimizi burkuyor.😢

Bazen kitaplarda olayın büyüklüğü bizi etkiler,bazen samimi yazılan sıradan olaylar,bu kitap da içten ,samimi ,sıcak ,duygusallık barındıran sürükleyici bir Kristin Hannah kitabı✌

Sevgi adına yapılan hatalar...

Yeni bir başlangıç yapabilme umudu...

Ve sadece iki kız kardeşin arasında kalacak anılar...

Meghann Dontess yıllar önce kimsenin cesaret edemeyeceği bir tercih yaparak tüm hayatını sil baştan kurmaya karar verir ve başarılı bir kariyere sahip olabilmek için ağır bedeller ödemek zorunda kalır: Kız kardeşini terk etmek. Başarılı ama yalnız bir kadın olan Meghann'ın yıllar sonra tekrar bir araya geldiği kız kardeşi Claire şimdi bir dönemecin eşiğindedir ve hayatında ilk kez âşık olup kısa süre içinde evlenmeye karar vermiştir. 
Meghann kız kardeşini hata yapmaması için evlenmekten vazgeçirmeye çalışırken kader onları tahmin bile edemeyecekleri kötü bir sürprizle karşı karşıya bırakır. Ancak zorlukların üstesinden gelmek için gösterdikleri çaba onları yakınlaştıracak ve birbirlerini anlamaları için bir fırsat sunacaktır…
Kız Kardeşler Arasında acı veren pişmanlıkları, kalbin küçük bir köşesinde saklanan güzel hatıraları ve ne olursa olsun yitirilmeyen tekrar sevebilme umudunu anlatıyor...

Kitabın bir zamanlar ki sahibi  yazmış diye düşünmekteyim:))

Continue reading →

Yankı | Martin Millar -Kitap Yorum

Bu kitabı diğer bloğumda(mavera) katıldığım (huzurmutluluk)çekiliş sonucu kazanmıştım.Şu an da kitap çekilişi yapıyor bloğunda haberiniz olsun bence kaçırmayın😉 TIK TIK 👉 Huzur Mutluluk Çekiliş 

YANKI | MARTIN MILLAR

Sayfa Sayısı :448 

Lonely Werewolf Girl 

Küçük kurt kız Kalix babasına saldırdıktan sonra ortadan kaybolur. Perişan bir şekilde  afyon bağımlısı olarak ailesinden ve avcılardan kaçarak yaşam sürmektedir.
Ailesi ve dişmanları Kalix'in peşindedir.

Kız kardeş  Thrix modacı olarak kariyer sahibi olmuş bir kurt...

Erkek kardeş Sarapen hasta olan babasından sonra liderlik onun hakkı olduğunu düşünmektedir. 

Bir diğer erkek kardeş Markus diğer erkeklere göre biraz farklı ve annesi tarafından liderlik için desteklenmektedir.

Ve Ateş Kraliçesi Malveria ,Thrix le tanışmadan önce çok kötü giyinen kraliçe şimdi Thrix'in devamlı müşterisi olmuştur.Yalnız şu sıralar  ona özel dikilen kimsenin bilmediği kıyafetler bir başkası tarafından ele geçirilmiştir.
Casus mu var? Ya da çok güçlü bir büyü?

Kovalamacanın içinde olan Kalix ve  olaya dahil olan iki insan ;

Daniel ve Moonglow iki yakın arkadaş aynı evi paylaşırlar.Moonglow'un sevgilisi vardır.Daniel ise ev arkadaşına karşı arkadaştan öte farklı duygular beslemektedir.

ve  Kalix'ine kavuşmayı bekleyen Gawain  


Devamı da varmış ki buna üzüldüm çünkü çevrilmemiş.😔

Kalix'in kendini uyuşturup durmasına sinir oldum.Kitabın sonuna doğru tam toparlanmadı diyebiliriz.Belki ilk kitap olduğu için o kısmı uzatıldı.Ateş kraliçesine bayıldım beni en çok güldüren sahnelerde o vardı.Daniel'in de hakkını yememek gerek.Ve Markus'un başına gelene

 üzüldüm.

Gawain ise tam kavuşmuşken görmemesi gereken bir şeyi görür.Ve orada kitap biter siz de sinir olursunuz.Çünkü devamını bulamazsınız.😒

Benim için yazın işin ortasında eğlenceli,sürükleyici bir kitap oldu.✌

Continue reading →

Neler Okudum?

Kusursuz evcil

Satılmak üzere eğitim alan evcil yeni sahibinin oğluna karşı saf duygularla   aşık olmaya başlayınca işler biraz karışıcaktır.
Öte yandan kendi durumunu ,hayatını da içten içe sorgulamaya da başlamıştır .

Bir sürü  soru havada asılı kalsa da seri olduğu için devam kitaplar da cevabını bulacağımızı düşünüyorum.

Eksikleri olabilir ama ben konuyu sevdim.Gününüz de adı evcil değil belki daha modern bir isimle bu tarz hayatlar yaşandığını düşünüyorum .

Kölelik gerçekten kalktı mı yoksa adı mı değişti sadece ?
2. Sınıf insan muamelesi zaten hala devam ediyor ...

Bugün Farklı Olacak

Öğretmenlerinin vermiş olduğu ödevdi 10 yıl sonrasına yazılmış günlük..

Peki ölmuş birinin defterini nereye yollarsınız...Trajik bir kazayla hayatlarını kaybeden kasabanın meşhur Çifttiyse eğer daha da merak etmez miyiz ?

Parker da dayanamayıp okumaya başlıyor kızın günlüğünü ve aslında hiçte göründüğü hayal ettiği gibi çıkmıyor gerçekler karşısına ....

İnsana güzel mesajlar bırakan harika bir kitap ,yer yer düğüm düğüm oluyor boğazımız 😢

Continue reading →

Elizabeth Hoyt -Dört Asker Efsanesi Serisi

Legend of the Four Soldiers 

1. Kitap  - Günahkar Aşık 

Karanlık gizemli ormana giden Demir Yüreğin hikayesi....

Amerika'nın yaban topraklarında yetişmiş ,medeniyetten uzak Samuel ve Londra da yüksek sosyetenin gözdesi olan şıklığı ve kusursuzluğu ile tanınan Leydi Emeline Gordon ..

Alaya ihanet eden kim?

2. Kitap -Bana Aşkını Söyle

Düz ve katetmesi kolay yolu tercih eden,sahip oldukları ile yetinmeyi bilen

 Gülen Jack'in hikayesi...

Lord Vale 'yi terk eden terk edene 😅 (1. kitabı okuyanlar anladı beni 😄)

Düğün günü terk edilen Lord Vale o gün içerisinde bir başka hanımdan evlilik teklifi alır.

Melisande Fleming tüm cesaretini toplayarak uzun zamandır derin duygular beslediği Lord Vale'ye evlilik teklifi etmeye karar verir.

Alaya ihanet eden kim? Sorusu cevabını bulmaya çok yakınken tekrar akıllara yeni bir şüphe düşer.  

3.Kitap -Seni Kalbime Yazdım 

Yalnız dağların yükseldiği yolu tercih eden,yalan söylemeyi başaramayan Doğru Söz'ün hikayesi...

Münzevi Sör Alistair Munroe,esir alındığında hem ruhuna hem bedenine aldığı yaralar ile kendi içine kalesine kapanan bir doğa bilimcisidir.

Güzelliği dillere destan metres Helen Fitzwilliam 2 çocuğu ile kaçmaya karar verir.Leydi Vale'den yardım ister.

Sör Alistair'in ise yeni bir kahya'ya ihtiyacı vardır.

Alaya ihanet eden kim?

4.Kitap-Yabani Aşık

Savaştan dönen dört asker kavşağa geldiklerinde  üçü kendi yolunu seçip yürümeye devam ederler.Bizimki  duru ve ayağında ki taşı çıkarmak için eğilir.

Ayakkabısını yeniden giydikten sonra bile yoluna devam etmez.Uzun yıllar savaştadır ve evde bekleyen birisi olmadığını biliyordu...Kayanın üzerinde oturmaya devam eden yanında taşığı Uzun Kılıç'tan adını alan askerin hikayesi...  

Öldü zannedilen Leydi Emeline 'nin erkek kardeşi Reynaud St. Aubyn evine geri döner.

Artık unvanı ,tüm mal varlığı bir  başkasına aittir.Vahşi görünümlü bu adam ona ait olan her şeyi almaya kararlıdır.

Beatrice Corning,amcasının evinde asılı tablodaki yakışıklı konttan ilk gördüğü andan beri etkilenmektedir.

Sonunda ihanet eden yakalanır.

Historical okumayı sevenler yazar  Elizabeth Hoyt'tu  gayet yakından tanırlar.Herkese hitap etmez bu tarz kitaplar ama sevenler için sürükleyici bir seridir.Son kitabı diğerlerine nazaran daha çabuk oldu bitti gibi geldi.Birde bazı karakterleri merak etmiştim.Neyse ki az da olsa sonunda haber aldık.Maiden Lane serisini okumuştum.Bu seriyi görünce ve okumadığımı fark edince hemen okudum zaten hemen bitiveriyor. İhanet edenin gizemi sonuna kadar devam ediyor,insanı okurken merakta bırakıyor. 

Sevmediğim karakter yoktu.Serinin ilk okuduğum kitabın (ilklerin yeri ayrıdır benim için)yeri benim için ayrı olsa da  3. kitap bi tık önde gibi 😇

Continue reading →

Nicola Yoon | GÜNEŞ de Bir YILDIZDIR.

Her Şey  kitabı gibi bu da çok güzeldi.

Natasha:

Ben bilime ve gerçeklere inanan bir kızım. Kadere, alın yazısına, hele asla gerçekleşmeyecek hayallere inanan biri değilim. Kalabalık bir New York sokağında tatlı bir çocukla tanışıp ona âşık olacak bir kız hiç değilim. Ailemin Jamaika’ya sınır dışı edilmesine on iki saat kalmışken hem de. Ona âşık olmak hiç de bana göre değil. 

Daniel:

 Ben her zaman iyi oğul, iyi öğrenci oldum. Ailemin beklentilerini karşılamaya çalıştım. Asla bir şair ya da hayalci olamadım. Ama onu gördüğümde tüm bunları unuttum. Natasha beni kaderin olağanüstü planları olduğuna inandırıyor, ikimiz için de. Evren: Yaşadığımız her şey bizi tam da bu ana getirdi. Önümüzde milyonlarca gelecek var. Acaba hangisi gerçekleşecek?

Bu ara daha çok izlemeyi tercih ettiğim için pek kitaplara vakit ayıramadım.Bu kitaba başlayınca her gün az da olsa okuyarak bitirdim.Aslında bi solukta okunacak cinsten ,okuması keyfili bir kitap gerçekten.Kitabı bütün karakterler anlatıyor.Bir sürü kişinin ağzından dinlemek,onları anlamak ve tabiki yazarın akıcı dili olmasa bu kadar keyifli bir kitap olmazdı.:)

Daniel kalbinin peşinden gitmeseydi,Natasha da kalbinin sesini belki de hiç duyamayacaktı.

Ya da evren onları zaten karşılaştıracaktı.:)

2016 National Book Ödülü FinalistiNew York Times, Yılın En Göze Çarpan KitabıBuzzFeed, Yılın En İyi Gençlik KitabıPOPSUGAR, Yılın En İyi KitabıPublishers Weekly, Yılın En İyi KitabıKirkus Reviews, Yılın En İyi KitabıNew York Public Library, En İyi Gençlik KitabıAmazon, Yılın En İyi Kitabı

Continue reading →

Tedavi-Program 2 -Kitap Yorum

Hedef: Özgürlük

Tek Çözüm: Program’ı Alt Etmek 

Sloane ile James intihar salgınını atlatmış ve Program'dan çıkmayı başarmıştır ama tehlike peşlerini bırakmamıştır. Birbirlerine kavuşmalarına rağmen anılarının çoğu hâlâ kayıptır. Bir grup asiyle kaçak hayatı süren Sloane ve James kime güveneceklerini ve Program'ı nasıl alt edeceklerini öğrenmek zorundadır ama hafızalarında büyük boşluklar vardır. Tüm hatıraları geri getirerek geçmişin gizemlerini çözmelerine yardımcı olabilecek bir hap ellerine geçmiştir: Tedavi. Ama onu içmenin bedeli çok ağır olabilir. Genç âşıklar etraflarını saran yalanlar ile sırların arasında ayakta kalıp yaşananları geride bırakmaya kararlı olsa da... Program peşlerini bırakmayacaktır. 

Tanıtım Bülteninden

İlk kitabı kadar ne yazık ki beğenemedim.O kadar etkilemedi diyeyim.Program'ın değişik yeni bir konu olması,gizem falan daha bi merak uyandırıcı olmuştu.

Kaçış süresi  bayağı boş yavan geçiyor.Ben ergenliği daha çok hissettim bu kitapta nedense,ilk kitap kadar soluksuz bırakmadı .Tedavi dedikleri hap ta , uzun süre cepte kalıyor .Tabi kaçmak bi yere kadar ,herkes kendini düşünüyor.İhanet edenler çıkıyor.Hoop tekrar başa dönüyoruz.Bu sefer lobotomi devreye giriyor.Sonra hoopp aylar sonra sı gelmiş.Her şey düzelmeye durmuş kısmen..yeni başlangıçlar falan..bitti.3. kitabı var mı ? 3 değil ama 2,5 var.Michael Realm'ı konu alan "The Recovery" adlı kısa bir kitap.

Yazar bizi ikilem de bırakıyor Realm mi? James mi ?

 Realm gerçekten seviyor ama ya söylediği yalanlar?

James ise sevdiğini söylerken sadece emanete mi sahip çıkıyordu?

Kitap kötü değil,sadece  ilkinin verdiği hissi bunda alamadım. :)

Stefan Zweig'in kitabından sonra her kitap çok yavan gelmeye başladı bana 🙊


Dipnot:İntihar eden gençler ,gerçekten salgın mı yoksa bizim şu an iyi kötü olan her şeyin akım halini alması.Herkesin birbirini taklit etmesi gibi bir durum mu???? 

Continue reading →

İskoç Şavaşçı -Kitap Yorum

İskoçya’nın en güçlü klanının en meşhur savaşçısı Jamie Campbell, İskoç topraklarındaki diğer klanların kanunsuzlarına ve zorbalarına karşı koymak için gereken her şeyi yapmaya hazırdır. Adaleti sağlamak, hayatta kendine biçtiği roldür ve bazen bunu yapmanın yolu, başka klanlarla güç birliğine gitmenin önünü açacak evliliklerden geçer.
Jamie Campbell’in de görev niteliğinde bir evlilik gerçekleştirmesi, küçük gruplar halinde İskoç topraklarına dağılmış klanların korunması ve İskoç topraklarında adaletin sağlanması için şart olmuştur.
Öte yandan Campbell soyadına kendini bildi bileli düşman olan Caitrina Lamont, söz konusu güç birliği için Jamie Campbell tarafından eş olarak seçilmiştir. Tabii Jamie’nin her şeyden önce Caitrina’yı bu evliliğe ikna etmesi gerekir. Onu ikna etmeye çalışırken görev aşkıyla Caitrina’ya karşı duymaya başladığı tutku arasında kalan Jamie için zor günler başlamıştır.

            

 Tanıdığımızı düşündüğümüz ama tanımadığımız insanlar hakkında ön yargılı olmasak.

Evlilikte en önemli unsur güvendir.Güven olmazsa küçük bir fırtına da yara alabilir.

Peki sadece tutku yeterli mi?

Biraz tarihe dayalı ,bazı gerçek olaylardan da esinlenmiş yazar.Maalesef o kısıma çok adapte olamadım sıkıldım diyebilirim. Kan davası misali bir süre sonra kim  ne yapmış karışıyor.Sanırım bunda isimlerin okunuşunun da etkisi  büyük.Kötü değil gene bu tarz(historical) kitap severler okumayı sevecektir.😉

Highland Warrior (Campbell Trilogy #1)

-Campbell.
Durdu ve arkasını döndü.
-Kızımı evlenmesi için zorlamayacağım.Onu istiyorsan kendin ikna edeceksin.
Al işte ,diye düşündü Jamie.Asıl zor kısım da buydu.

Continue reading →

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu -Kitap Yorum

Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. 

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. 

Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? 

Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!

"Ben sana bütün hayatımı,hakiki anlamda ilk defa seni tanıdığım gün başlamış olan o hayatı anlatmak istiyorum."

"..çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklarda ki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz..."

Herkesin okuduğu kitabı sonunda bende okudum.

Bugün başladım ve bir çırpıda bitti.Ne söylesem ki ,yazarı ilk defa okuduğumu,okurken boğazımın düğüm düğüm olduğunu mu,henüz çocukken başlayıp kadınlığa geçiş yaptığımız mektubun yazarına üzüldüğüm kadar kızdım da desem,ilk başlarda bu kadar bağlanması garip geldi eleştirdim.Sonra hayatının  dönüm noktasında aldığı karar ile hayran kaldım.Peki mektubun sahibi tanınmış roman yazarı R.. bu kadar pervasız yaşamak zorunda mıydın?

Uzun satırlara,serilere gerek yok Stefan Zweig 68 sayfaya bir hayatı sığdırmayı başarmış.Çok methedildiğini bilsem de okurken bu kadar sürükleyici bir kitap her sayfasının beni etkilemesini beklemiyordum.

Bence okudukça tartışılacak(sorgulatacak) bir çok konu ele alınmaya müsait  konusu olduğunu da düşünüyorum.

Çok fazla laf kalabalığı yapmadan bitiriyorum.Zaten çoğunuz okudu,okumayan varsa da okuyun bir an önce derim;)

Continue reading →

Marie Force - Gansett Island Serisi

Gansett Adası'na hoş geldiniz.

 Şehrin karmaşasında uzak ,sessiz huzur dolu bir ortam.🌄

Serinin 3 kitabını okuyunca buraya gelip bir şeyler karalayım dedim.Belki seriyi devam etmek yerine elime başka bir kitap alırım.

Marie Force - The McCarthys of Gansett Island 1 - Bir Aşk Çarpıntısı

Adanın varlıklı ailesi McCarthys'in büyük oğlu Mac ile hikayemiz başlıyor.İlk kitap "Bir Aşk Çarpıntısı" Mac ve Maddie'nin  hikayesine konuk oluyoruz.Geçmişte atılan iftira bir yalan sonucu kötü bir şöhreti olan  Maddie dul bir annedir. Bisikletle işe giderken geçirdiği kaza sonucu artık hayatı eskisi gibi kötü değil güzel şeylere gebedir.💑 Mac ise üniversite bahanesi ile hapishane gibi gelen  adaya bir daha geri dönmemiş. Şimdi ise yaşadığı sıkıntılardan sebep   geçici bir süreliğine dönüş yapar.Tabi Mac'imiz ne bilsin ilk görüşte çarpılacağını 😁 

Marie Force - The McCarthys of Gansett Island 2 - Aşka Düşünce

📌Aşk kaybettiğinde değil,ondan vazgeçtiğinde biter...

Bu sefer  McCarthys'in oğulları değil kızı Janey kahramanımız.Joe ve Janey'in hikayesine konuk oluyoruz.Janey uzun yıllardan beri sevgilisi,nişanlısı olan adamın kendisini aldattığa şahit olur.Joe ise kendini bildi bileli arkadaşının kardeşine aşıktır.(Kardeş hikayeleri masal yani😝) Janey ise yaşadığı şokun etkisiyle ne yapacağını bilemez ve yardım için ağabeyi olarak gördüğü Joe'yu arar.Joe için artık yeni bir fırsat vardır.Yıllardır içinde büyüttüğü aşk için şans bu sefer ondan yana gibi 😉 

Marie Force - Aşka Son Bir Şans (The McCarthys of Gansett Island 3)

📍Sevginin ne olduğunu öğrendiğim günden beri seni seviyorum, benimle aşka var mısın?

Bir McCarthys'in hikayesi değil belki ama koca Mac'in oğullarından ayırt etmediği Luke'un hikayesi ..17 yıl önce çok sevdiği tarafından terk edilir.

Sydney eşi ve çocuklarını trajik bir trafik kazasında kaybetmiştir.Adaya geri dönen Sydney yıllar önce terk ettiği adamın hala kendisine aşık olduğunu görünce ikinci hayatı için aşka son bir şans vermelidir belki de?

Büyük bir aileyi içinde barından türde ,ana karakterler haricinde diğer karakterlere de yer veren sanki seri ilerledikçe daha çok yer veriyor gibi sonuçta aile her bölüm genişliyor:)) Ve yetişkin içerikli  ,onların tabiri ile bir miktar(Dikkat!) Tutku  içerir.💣Özellikle ilk kitapta Mac yani ilk gördüğü andan beri beyni pek yerinde atmıyor.😁 Şu anlık seriye devam etmiyorum bu kadar yeter romantizm 😝 biraz değişikliğe ihtiyacım var.😏

Continue reading →

Seninle Bir Ömür -Kitap Yorum

Yılların ve deneyimlerin birbirinden ayırdığı iki çiftin hayatı beklenmedik bir acıyla birleşecekti. Çaresizliğin, ölümün ötesinden insan yüreğinin en uzak köşelerine doğru... 

Doksan bir yaşındaki Ira Levinson’ın başı dertteydi. Geçirdiği trafik kazasının ardından ıssız bir yol kenarında mahsur kalmıştı. Bilincini açık tutmaya çalışırken, dokuz sene önce kaybettiği karısı Ruth’u gördü yanı başında. 

Ruth, ortak anılarını anlatarak onu uyanık tutmaya çalışıyordu. Tanışma hikâyeleri, birlikte topladıkları kıymetli tablolar, İkinci Dünya Savaşı’nda yaşadıkları karanlık günler, savaşın onlarda ve ailelerinde bıraktığı silinmez izler, Ira’yı ölümün elinden çekip alabilecek miydi?

Birkaç kilometre uzakta ise üniversite öğrencisi Sophia’nın hayatı değişimin eşiğindeydi. Sophia, hayatına yeni giren Luke sayesinde mücadele, başarı, yıkım, ödül, hatta yaşam ve ölüm ihtimallerinin belirlediği bir dünyayla tanışacaktı. Ve Sophia kendini, yaptığı planlardan çok uzak bir gelecek hayali kurarken bulacaktı. Luke’un yeniden yazma gücüne sahip olduğu bir gelecekti bu... Tabii eğer sakladığı sır önce davranıp bu geleceği yok etmezse.Tanıtım Bülteninden 

💕💕

Ruth ve Ira'nın aşkının yanında yeni neslin aşkı pek sönük kaldı be😁 Başlarda Sophia ile Luke'un hikayesini okumak isterdim ama zamanla Ira ve Ruth'un hikayesinin içime işlediğini fark ettim.😢 

Filmde niye böyle yapmamışlar bilmem,ben en çok Ruth'un  kaza sonrası eşi olan diyalogları o durum hoşuma gitti.Filmde yapsalar ben saçma bulmazdım yani,sonuçta o anda insanlar farklı bir alemde olmayan şeyleri görebilirler yani , filmin de bi başlarına biraz baktım sonra dedim bunu değiştirmişler.Kitaba göre filmde gençler hızlı çıktı. 😏 

Sophia gibi düzgün kızların niye düzgün arkadaşları olmaz acaba ,çok denk geliyorum filmlerde ,kitaplarda falan illa bi yamukluk yapıyorlar  ana karaktere 😒

Anlatım olarak gereksiz,yetersiz gördüğüm yerler oldu ama çok az yani sadece bu kısımlar olmasaymış da olurmuş gibi ben aceleci de davranmış olabilirim bazı konularda.)) 

 Ama Ruth ve Ira'nın hikayesinde onu hissetmedim.Sonunda Ira hepimizi şoka soktu resmen.Hoş bir hareketti.✌  

Ruth'un öğrencisinin neden öyle yaptığını anlayamadım bende o zaman şartlar elvermemiş olsa da ki hep kalbinde olan insanı tekrar arayıp sorsaymışsın  keşke  😢 

📍📍

"Keşke sana duyduğum hisleri resme dökecek yeteneğim olsaydı zira sözlerim hep yetersiz kalıyor.Tutkun için kırmızı,iyiliğin için açık maviyi kullandığımı hayal ediyorum.Anlayışının derinliğini yansıtmak için de açık sarı.Yine de merak ediyorum.Bir sanatçının paleti benim için neler ifade ettiğini yakalamaya yeter mi acaba?

📍📍 

🚄🚅🚌🚢🚙✈✈

"Hiç tanışmamış olsaydık sanırım hayatımın eksik kaldığını bilirdim.Ve dünyada gezerek seni arardım,kimi aradığıma dair hiçbir fikrim olmasa da."

📌📌

"Eğer cennet varsa birbirimizi tekrar bulacağız çünkü sensiz bir cennet olamaz."

💕💕💕 

Sayfa Sayısı:488

Baskı Yılı:2017

Yazar:Nicholas Sparks

Continue reading →

Aşkın Kıyısında-Kitap Yorum

Yedi yıllık evli olan Grace kocası ile sorunlarını halledip eskisi gibi olmak... Ella evlenip çoluk çocuğa karışıp mutlu bir yuva kurmak..ve Flick artık eski uçarı hallerini bırakıp tek bir adamla doğru düzgün bir hayat kurmak ister.

Bu üç yakın arkadaş kendi yaşama telaşlarından artık eskisi gibi beraber takılıp ,bir araya gelemezler.Ella'nın yazlığında bir haftalık tatil yapmaya karar verirler.Telefonun çekmediği ,en yakın marketin pekte yakın olmadığı bu yere Grace'in telefona ve içkiye  bağlı yaşayan kocası  bu durumdan pekte hoşnut değildir.

Flick  yeni  sevgilisi Noah ile beraber gelince ise işler biraz karışacak.


Aşk,dostluk,sadakat ve ihanetin hikayesi...

Grace ,yeni keşfettiği duygular yüzünden yedi yıllık hayatına ,kocasına ihanet etmek istememektedir.Ettiği sadakat yemine bağlı kalmak için mücadele edişini dinliyoruz ondan...İnsan sadece fiziksel olarak yaptığı zaman mı ihanet sayılır?Ya hissettiği dile getiremediği duygular?

Bir müddet sonra birilerinin işlediği haltları biz anlıyoruz tabi zavallı kahramanımız kendi içsel mücadelesinden önünde olanları pek idrak edemeyince en acı şekilde öğreniyor sonunda..ben bile okurken rahatlıyorum yani  ki pek rahatlanacak bi durum değil aslında Allah düşmanımın başına vermesin.

Biraz uzun gelebilir.Bende öyle hemen bitirmedim ama okurken sıkılmadım da hoşuma gitti.Gerçek hayatın içinden olduğu için belki hikaye samimi içten geldi.

-"Bütün isteğim bu,düzgün ve her gece eve gelen bir kocayla yuva kurup,çilli suratları olan birkaç çocuğa sahip olmak.Belki bir de köpek.Çok fazla şey mi istiyorum?Neden bizim nesildeki  kadınların bunu yapması bu kadar zor? Bunun yapılması gereken iyi ve onurlu hareket olduğu düşüncesinden ne zaman vazgeçtik? Neden ev hanımı ya da anne olarak nitelendirilmekten mutlu olmak yerine başka şeylerde başarılı olmak için büyük çabalar sarf etmek zorundayız.?"


Sayfa Sayısı: 480
Baskı Yılı: 2016

Continue reading →

Pazartesi Erkeği -Kitap Yorum

"Pardon, benim adım ne, söyleyebilir misiniz?"

"Tabi, senin adın İsabel ve sen benim nişanlımsın."

İnanılır gibi değil, ama bu doğru olabilir: İsabel hafızasını kaybetmişti ve kim olduğu, nereden geldiği konusunda hiçbir fikri yoktu. Fabio, geleceğin çok yıldızlı bir restoranın sahibi; bir ilah gibi görünmekle kalmayıp yine bir ilah gibi yemek pişirebilmekteydi. İnsan böyle bir nişanlısının olmasına sevinirken, aynı zamanda günün birinde onu hatırlayabilmeyi de umabilirdi. 

Ancak bu adam neden kendisine kaba davranırken, baş döndürücü İtalyan çekiciliğini sadece kadın müşterilerine gösteriyordu?

Peki kendisi aşçı yardımcısı olmasına rağmen, neden havuç bile doğrayamıyordu? Mafya babası kılıklı adamlar onlardan ne istiyordu?

Parmağında üç kıratlık bir elmas yüzük ve ayağında markalı ayakkabılarla bu kaba İtalyan için tencereleri ovması ve aşçı önlüklerini ütülemesi de neyin nesiydi?

Makarnalar, soslar ve silahlar arasında geçen olaylar, "Kadın Hikayeleri Ödülü" alan yazar Eva Völler'in kaleminden "Pazartesi Erkeği"nde eğlenceli aşk hikayesine dönüşüyor.

"Tanıtım Bülteninden"

254 sayfalık yüzünüzde gülümseme ile keyifli vakit geçirten türde hoş bir kitap.Kapağın arkasında sanki biz de Isabel gibi hafıza kaybı yaşayacağız zannettim ama Isabel haricinde bir kaç kişi dışında herkes durumdan haberdar diyebiliriz 😏  Yani ortada bi gizem yok aslında...sadece farklı türde iki insanın kaderin cilvesi ile bir araya gelip birbirlerine aşık olması dışında💑

Orjinal Adı: Der Montagsmann

Yazar:Eva Völler
Sayfa Sayısı: 254
Baskı Yılı: 2010

Continue reading →

Mandalina ve Umut -Kitap Yorum

Sadakat ve mutluluk arasında seçim yapmak zorunda kalan bir kadının ikilemi. Hannah, boşanmak istediğini söyleyeceği gece, eşi aniden felç geçirir. Tom henüz 32 yaşındadır. Artık telefon kullanmak ve Hannah'ya sarılmak bir yana; ne yürüyebilir ne de kendi yemeğini yiyebilir hâldedir. Hannah, kendini kapana kısılmış hisseder. Eşiyle ilgilenmek zorunda olduğunun farkındadır, her ne kadar onu terk etmeye hazır olsa da. Ancak Tom, hayatın ona kazandırdığı yeni bakış açısı ve artık sahip olduğu bolca zaman sayesinde hayatını yeniden gözden geçirir ve evliliğini kurtarmaya kararlıdır. Tekrar eşinin âşık olduğu adam olabilecek midir, yoksa bunun için çok mu geç kalmıştır?

"Mandalina ve Umut", elinizden bırakamayacağınız bir çıkış romanı. Sizi bazen gözyaşlarına, bazen kahkahalara boğacak, bazen de durup hayatta asıl önemli olan şeyin ne olduğunu düşünmenize sebep olacak.

(Tanıtım Bülteninden)

Okumaya öncelik vermeyince 6,7 günde anca bitirdim.🙈.Her gün azda olsa muhakkak okudum tabiki😊 

Günümüz ve geçmiş arasında gidip gelen hikaye,nasıl bu hale gelmişler, Hannah neden ayrılmak istiyor  geçmişe giderek yavaş yavaş öğreniyoruz. Her gün azar azar okuduğum için kopukluk oldu biraz,normalde çok fazla uzatmadan okumayı tercih ediyorum eğer sıkıcı değilse...Bu sefer önceliği yeni keşfettiğim diziye verince  bunun papucu dama atıldı.😄

Bende biraz kopukluk olsa da sıkılmadan okudum.Sadece sonunda, geleceklerine bende şahit olmak isterdim.😊 💑

Tom iyileşmeyi umut ederken ,iyileşen sadece bedeni olmuyor... 

Sayfa Sayısı: 440
Baskı Yılı: 2016
Yayınevi: Olimpos Yayınları

Continue reading →

Jordan'ın Peşinde -Kitap Yorum

Bu oyunda taktiklere yer yok.

Hangi kız gece gündüz, yakışıklı Amerikan futbolu oyuncularıyla çevrili olmak istemezdi ki… Jordan Woods sadece onlarla çevrili değildi, aynı zamanda onların takım kaptanı ve okul takımının oyun kurucusuydu. Çocukların hepsi onu içlerinden biri gibi görüyordu ve Jordan bunu hiçbir zaman sorun etmiyordu. Tabii ki atletizm bursu tehlikeye girmediği ve en iyi futbol programına sahip üniversiteye girebileceği sürece. 

Ancak Ty Green okuluna transfer olduğunda, uğruna savaştığı her şey tehlikeye girmişti. Çocuk sadece harika bir oyun kurucu olmakla kalmıyordu, aynı zamanda fazlasıyla da çekiciydi. Bu nedenle Jordan hayatında ilk kez zayıf hissediyordu. Bir yandan kalp kırıklığı kaçınılmaz görünürken, bir yandan da bursu tehlikeye girebilirdi… Peki ama, Jordan bu koşullar altında her zamanki gibi soğukkanlılığını koruyarak aklını oyunda tutabilecek miydi?

Tanıtım Bülteninden

🏈🏈🏈

Kusursuz spiral atışın,erkeklerle anlaşmaktan daha kolay olacağını kim bilebilirdi? 

🏈🏈🏈🏈

Ben bu kitabı niye gözümde büyüttüm bilmiyorum.Sanırım tanıtım bülteninde ki yazı bana büyük vaatler  oluşturdu.Peki kötü müydü? Hayır çerezlik kitaptı ,okurken anlamış oldum.😁 Sanırım çok ergen vâri bi kitap beklemiyordum.Daha edebi falan olur diye neden öyle düşündüysem artık.😁Bildiğin gençlik hormonlarn üst seviyede olduğu bir roman.😵Cinsiyet ayrımına değinilen,yer yer güldüren,genellikle iyi modda kalarak okuyarak bitirdiğiniz türde...

Jordan'ın takım arkadaşları ile olan muhabbetini sevdim.Arkadaşlıklarına özellikle  Jordan'a  değer vermeleri hoştu.Lakin Henry diye bir arkadaş var.Kendileri beni en çok güldüren  kişidir.Aşağı da kısa bir alıntı yaptım.:) Jordan ile  küçüklüklerinden  beri en yakın arkadaştan da öte olan bu ikilinin hali ve tavrını görünce pekte normal karşılamadım ben😏 Zaten sonunda da şüphelerim de haklı çıktım.Neyse spoiler gibi oldu daha fazla yazmayımm ben 😌Bir günde okuyacağınız,hoş vakit geçirmelik çerezlik kitap isteyenlere önerilir.✌

Lakin beğenmediğim bir durum var,kimin eli kimin cebinde değil 😔

🏈🏈🏈

"Hayallerle ilgili ne düşünüyorum,biliyor musun?"

Try hafifçe gülümsedi."Ne?"

"Hayal kurmaya çok zaman ayırırsan onun için bir şeyler yapmayı bırakırsın...

"Gözleri sana çekmiş, Woods." 

 "Ve saçları da sana." Bebek keldi.

 "Adını Joe Montana* koyabilir miyiz?" 

"Tanrım hayır, adı Jerry Rice” olacak."

 "Hayır, adı Joe Montana."

 "Onu doğurmak için on dört saat yırtınan bendim!"

 dedi Henry, bebeği ileri geri sallarken. "Adı Jerry Rice." Sırıttım.

 "İyi, peki."

 Sonra öğretmen; battaniye, bebek arabası ve oyuncak gibi, bebeklerin ihtiyacı olan saçmalıkları dağıttı. Önce bu saçma eşyaları bütün hafta yanımızda taşımamız gerektiğini söyledi!


6 / 10

Continue reading →

Bay Mucize -Kitap Yorum

Debbie Macomber’dan masal tadında bir roman daha…

Kılavuz melek Harry, yirmi dört yaşındaki Addie’ye yardımcı olma göreviyle dünyaya gönderildiğinde, buranın ne kadar karışık bir yer olduğundan ve duygularla mücadele etmenin zorluğundan habersizdi...

Addie ise yaşadığı hayal kırıklıklarının ardından ailesinin evine dönmek zorunda kaldığında, çocukluk aşkı Erich ile yeniden karşılaşacağını bilmiyordu. Geçmişinde onun kalbinde yaralar açan Erich’in değişimi karşısında kayıtsızlığını koruyabilecek miydi?

(Tanıtım Bülteninden)

 Yazarı ilk defa okudum.Bir sürü kitabı varmış aslında ,gördüğüm kadarı ile sevilen bir yazar.Diğer kitaplarını da göz atmayı düşünüyorum.Sürükleyici bir dili  var,samimi, içinizi ısıtan ,yüreğinize dokunan küçük mucizeler oluşturmaya çalışan türde kitaplar(bu kitaba baktığımda ve diğer kitapların yorumlarında gördüğüm kadarı ile)

Çok sürükleyici olduğu için hemen bitti demicem😄 ,sayfa sayısı da azdı.:)) 

Ama sürükleyici cidden😋

Kitapta ki melekler diğer serilerde falan geçiyor mu acaba?Merak ettim.Mesela Harry bu kitapta Addie'den sorumluydu ama sınıfında yardım bekleyen bir kaç gözümüze çarpan kişiler vardı.
Kimi kendine yol çizmişti ama henüz çok fazla hakkında bilgi edinemediğimiz eski ordu görevlisi Andrew var ki onunda daha fazla mucizeye ihtiyacı var gibi...

Kitap noel zamanında geçiyor.Addie'nin annesi ve yan komşusu, iki dul kadın gemi seyahatine  giderler.İki kolu alçıda olan Erich bir türlü anlaşamadığı Addie'nin başına kalır.Tabi birilerinin ufak bir yardımı olmuş olabilir.💫 😇

Çerezlik olsa da bence çerezliğin bi üst kademesi kıvamında ,güzeldi insanda okurken rahatlatan dinlendiren bir yapısı var.Çok kasmadan ufacık bi dokunuşla olayların seyri değişebiliyor.Bize de zevkle okumak düşmüş.Okudum ve zevk aldım.😇

7/10

"...İnsanlar kapılarını açmaları gereken yerde duvarlar örüyorlar çünkü...

Yayın Tarihi:2017-02-17

Sayfa Sayısı:240

Continue reading →

Beni Seviyormuş Gibi Yap -Kitap Yorum

1. kitap "Sahte Nişan Gerçek Aşk"

Lise hayatı pek de güzel anılar barındırmayan Brynn ,lisede ki garip giyimli içine kapanık kız değil, özgüven sahibi havalı bir kadındır.Abisi Paul ile aile işi olan "Büyük Balık Yem ve Oltacılık" adlı mağazada çalışmaktadır.Severek yaptığı asıl iş kasabanın tiyatrosunda başrol olarak sahne  almaktır.Aşk romanlarına ,filmlerine bayılan,her an filmlerden,kitaplardan alıntılar yapabilmektedir.

Sawyer,lise yıllarında okulun futbol takımında olan,popülar çocuklardan biridir.Senarist olarak adını duyuran Sawyer,kasabasına geri döner.New Yorkta iken beraber olduğu aktrisle olan ilişkisi kötü bir şekilde  bitmiştir.O yüzden yalandan ve oyunculardan artık pek haz etmiyordur. 

İlk aşkınızla ikinci bir şans uğruna neleri göze alırdınız?

 

Tiyatroyu yönetmek için geçici olarak ,halasının isteği üzerine Sawyer devralır.Yönetmeni gören Brynn ,çok aşık olduğu çıkma teklif ettiği ama reddedildiği adamı karşısına görünce lise yıllarına geri döner.O zaman ki halinden artık eser olmadığı için,Sawyer kendisini tanımaz.Ve Brynn da yalan söylemeye devam eder.

Yalanlar üzerine filizlenen bir aşk gerçeğe dönüşebilir mi? Brynn bu sorunun yanıtını öğrenmekte kararlı. Ne de olsa, “Bütün dünya bir sahne, bütün erkekler ve kadınlar da birer oyuncu.”

İlk kitabına ben 5 puan vermişim ama bence haksızlık etmişim.Sanki ilki daha güzeldi.😏 Ya da şöyle söyleyeyim sadece okudum iki karakteri de yaşamadım,bağlanmadım,ağzımın suları akmadı 😁

İlk kitapta beraber oynadıkları bir yalan vardı,daha eğlenceliydi sanki,arkadaşlıktan aşka dönüştüğü için belki de ,burada tek taraflı bir yalan ve oyun var. 

Ben ilkinde ki gibi beraber bir oyun içerisinde olacaklar sandım başta..Aslında bu kitap daha çok beğenilmiş galiba^^ artık bende mi sıkıntı var bilemedim.😝

Bırakma isteği de oluşmadı tabi,keyifliydi ,çerezlik mode on kıvamında🍪🍩🍟🍕  😋

3. kitabın kahramanın  adı da geçiyor.Connor,kendileri polis miş..😎

Brynn ilk gördüğü zaman ki tepkisi(düşünceleri) şöyle oluyor.-  

"Sanırım sana sporculardan hoşlanmadığımı söylemiştim ve bu adam sporcuları kahvaltıda atıştırmalık niyetine yiyormuş gibi duruyor."

Dani ile geçiyor bu diyalog ve devamında ...

-"Cidden,o kadar yakışıklı ki ona doğrudan bakmak çok zor olacaktır." 

ve biraz oyuncu bir tipte olduğunu öğreniyoruz.😎

3. kitap çıkınca okuruz artık.😎😎😂

Continue reading →

Özdemir Asaf -Yalnızlık Paylaşılmaz -

Bu kitapta Özdemir Asaf'ın sağlığında yayımladığı yedi şiir kitabından son ikisini bir arada bulacaksınız:Çiçekleri Yemeyin(1975); Yalnızlık Paylaşılmaz(1978).

Kitap okumaya şiir okuyarak ara vereyim dedim.😄 Sonra sürükleyici bir kitaba başlamak istiyorum beni alıp götüren🚅 Şimdi şiir ile mola verelim biraz⛱

Kitaptan  şiir alıntıları ile baş başa bırakıyorum sizi 😉 

Continue reading →